top of page

TARİHİ

Datça yarımadasındaki buluntuların M.Ö. 2000’lere kadar uzanır. Bilinen ilk yerli halk Karyalılar‘dır ve en parlak dönem Dorlar döneminde yaşar. Dorlar M.Ö. 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelirler ve bugünkü Datça ilçe merkezinin 1.5 km kuzeydoğusundaki Burgaz mevkiinde Dor uygarlığının merkezi olan Knidos’u kurarlar. M.Ö. 546’da Lidya Devleti‘nin Persler’in eline geçmesinin ardından Knidos ta Pers egemenliğine girmiştir.

Knidos, ticari nedenlerle, M.Ö. 4. yüzyılda yarımadanın uç noktasına, bugünkü görkemli kalıntıların izlendiği yere taşınmıştır. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda tapınak yapmışlardır. Şehir Afrodit heykeli ile ünlenmiş. Geç Roma ve erken Bizans döneminde tapınaklar yerlerini kiliselere bırakmış ve şehir nüfusu 70.000’lere ulaşmıştır.

Bizans’ın son dönemlerinde ise bir yandan depremler, diğer yanda korsan saldırıları ile güçsüz kalan kent tümüyle terkedilmiş; yarımada nüfusu ise binlere inmiştir. Yarımada üzerindeki yerleşimler 13. yüzyılda Menteşoğulları Beyliği‘ne bağlanmış, 15. yüzyılda ise Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmış Datça olmuştur. Son Osmanlı padişahlarından Sultan Reşat döneminde Datça ismi Reşadiye olmuş, Cumhuriyet’te ise tekrar Datça’ya dönüştürülmüştür. 1928 yılında ilçe olan Datça’nın ilk merkezi Reşadiye mahallesi olmuş, 1947’de ise bugünkü yeri olan İskele mahallesine taşınmış.
Datça Yarımadası bazı haritalarda hala Reşadiye Yarımadası olarak geçer. Ünlü matematikçi ve filozof Eudoxus, en iyi yontulmuş Çıplak Afrodit Heykeli’ni yapan Heykeltıraş Praxiteles, Skopas, Bryaxis, Mısır’daki Alexandria Feneri’nin mimarı Sostrates, Knidos’da yaşamışlardır. Afrodit heykelinin kaidesi, 8.000 kişilik tiyatro, güneş saati, Demeter Mabedi, 80 bin kişinin yaşadığı Knidos Antik Kenti kalıntılarındandır. Antik çağda çok ünlü olan, insanların onu görmek için çok uzaklardan geldiği Afrodit heykeli bugüne kadar bulunamamıştır. İlçede ayrıca, Hızırşah Köyü’nde Selçuklular’dan kalma camii, seramik atölyelerinin kalıntıları, Reşadiye Mahallesi’nde Mehmet Ali Bey Konağı, Reşadiye Camii ile Emecik Köyü’nde tapınak kalıntıları, tarihten günümüze kalan kalıntıların bazılarıdır.

 

COĞRAFYASI

Datça, coğrafi bölge olarak Ege Bölgesi’ndedir. Dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Datça Yarımadası’nın en yüksek noktalarını Bozdağ (1174), Kalecik Dağı (881), Karadağ (786), Emecik Dağı (704), Yarık Dağı (615) gibi dağlar oluşturur. Arazinin % 66’sı orman alanı, %18’i seyrek çalılık ve kayalık olup sadece % 16’sı tarım alanıdır. Kızlan Ovası, Burgaz Düzlüğü, Reşadiye Ovası ile kıyı düzlüklerinin en önemlilerinden olan Karaköy, Palamutbükü ve Mesudiye, ilçenin ovalarıdır.

Yüzölçümü 446 km2 olan yarımadanın 235 km’lik sahil bandı, dantel gibi büyüklü küçüklü 52 koyla bezenmiştir. Marmaris ile Datça sınırını teşkil eden Balıkaşıran’da (Datça’ya 64 km) kara genişliği, yöresel olarak “balık aşıran” denilen bölgede 1 km’ye kadar inerken en geniş yeri 17 km’dir. Marmaris’ten Datça’ya 70 km’lik bir karayolu ile ulaşılmaktadır. Yaz aylarında Datça-Bodrum arasında çalışan feribot seferleri ile Bodrum’a 2 saatte ulaşılmaktadır. Datça’ya Milas-Bodrum ve Dalaman Havalimanları yoluyla yurtiçi ve yurtdışı hava ulaşımı sağlanmaktadır.

Datça, tipik bir Akdeniz İklimi‘ne sahiptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Üç tarafı denizle çevrili Yarımada’da yazın esen serin kuzey rüzgarları, kavurucu sıcakları yok eder. Nem oranı ortalama %58 olan Datça’da yılın 300 günü güneşli geçer.

EKONOMİSİ

20 yıl öncesine kadar ilçenin ekonomik hayatı tamamen tarıma dayalı iken, ulaşım olanaklarının artması ile ilçenin ekonomisi değişerek gelişmiş, tarımın yanında turizm de geçim kaynakları arasında yer almıştır. Geleneksel yöntemlerin hakim olduğu tarımsal faaliyetler ilçe ekonomisinin temelini oluşturur. Bu sektördeki girdi; balbademzeytinyağı ve güzlük domatesten sağlanır. Tarım ürünleri içerisinden eski ve önemlisi bademdir. Tarımsal gelir kaynakları arasında Güz domatesi’nin de ayrı bir önemi vardır. İlçede sanayi tesisi bulunmamakta, sadece imalathanelerde zeytinyağı üretilmektedir. Üretimi yapılan iç badem ve çağla, domates ve balın önemli bir bölümü dışarıya satılırken, üretilen zeytin ve zeytinyağının büyük bir bölümü çiftçinin kendi ihtiyacını karşılamakta, çok az bir bölümünün satıldığı gözlenmektedir. İlçede üretilen diğer ürünler arasında narenciyeincir ve üzüm başta olmak üzere çeşitli meyve türleri yer alırken, çok az miktarda serada turfanda sebze üretilmektedir.

 

NÜFUSU

Datça ilçesinin toplam nüfusu 13.914 olup, nüfusun 8.108’i ilçe merkezinde, 5.806’sı köylerde yaşamaktadır. Datça’nın bağlı beldesi bulunmamakta, 9 köyü bulunmaktadır. Yaz aylarında yazlıkçıların gelmesiyle birlikte nüfusun mevsimsel olarak 40 bin civarına yükseldiği tahmin edilmektedir.

 

TURİZM

Datça Yarımadası, Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiş olması dolayısıyla bozulmamış doğası, 235 km.lik sahil şeridi ve 52 koyu, zengin flora ve faunası, Knidos Antik Kenti ile gelecekte en önemli turizm merkezlerinden birisi olmaya adaydır. Eko turizm için geniş imkanlar mevcut olup, Bodrum ve Fethiye arasında yoğunlaşan ülkemiz yat turizminin odaklandığı bir yer olarak önemli bir yer taşır. Öte yandan yörelerimizde tatillerini geçiren yerli ve yabancı turistler için trekking, sörf, yelken gibi doğa ve su sporlarının yapılabileceği ideal ortamlara sahiptir. Sürekli esen rüzgarı ile nemin hissedilmediği tatil imkanını sağlaması ve bol oksijeni dolayısıyla sağlık turizmi için de ideal bir yerdir.

Turizm, ilçenin ekonomik hayatında son yıllarda hızla önem kazanmış ve halkın önemli gelir kaynakları arasında yer almaya başlamıştır. Bu olguya paralel olarak, ilçede konaklama imkanını arttıran tesislerin sayısının yıldan yıla hızla arttığı gözlenmektedir. Datça Yarımadası, Bodrum ve Marmaris’ten “Mavi Tur” düzenleyen tekneler için oldukça önemli bir güzergah olmaktadır. Datça Limanı’na giriş-çıkış yapan tekneler arasında,

Yunan Adaları‘ndan gelen tekne ve yatlar önemli bir yer tutar. Yunan adalarından, özellikle Rodos ve Sömbeki adalarından, ilçeye Cumartesi günleri teknelerle alışverişe gelen Yunanlılar, ilçeye döviz girdisi sağlamaktadırlar. Turizm sezonu dışında sürdürülen inşaat çalışmaları, kış aylarında tarımın yanında ekonomik hayatı canlı tutmaktadır.

DATÇA’DA OLMAK, SOLUMAK, DALMAK
1995 yazında çıktığım dalışı denizi ve doğayı yaşama yolculuğuma hemen bütün Türkiye kıyılarını 16 yıl boyunca defalarca gezdikten sonra gördüm ki her defasında tekrar, tekrar soluğu Datça’da alıyorum. Buraların denizi havası coğrafyası tarihi insanı bir başka çarptı beni, tatilcisi yazarı köylüsü dalıcısı hepsi bilerek ve seçerek buluşmuş gibiler buralarda. Daha önce hiç yolunuzu düşüremediyseniz Datça’ya, daha fazla gecikmeyin ve ertelemeyin, Datça doğasıyla doğallığıyla Türkiye’mizdeki son kale diyebilirim.

Kerem BAYRI

bottom of page